Öldürülen bir adama, “Seni kurtarayım mı?” diye sorulmaz. Bir yerde cinayet işleniyorsa direkt gider kurtarırsın. Kapıyı kırar içeri girersin. “İçeri gireyim mi, kapıyı kırmama müsaade ediyor musunuz beyefendi? Bir referanduma açalım bunu” dersen adamı kaybedersin o arada.
Önce bir tarafın aklıselimle yaklaşması lazım ki karşı taraf da aklıselimle yaklaşabilsin. Sen cinnet boyutunda olursan, yahut şiddetli agresif, öfkeli olursan adam da senin on mislin daha agresif olur. Halbuki akılcı yaklaşmak karşı tarafı da akılcılığa çekebilir, makul bir mantığa çekebilir.
(A9 TV; 28 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Vicdanla yaklaşmadığında sürünürsün. Bir bak, gece gündüz hiç mutlu olduğun bir an var mı? Her gün üzülüyorsun. Her gün elin ayağın boşalıyor. Her gün acı içindesin. Her gün bir rahatsızlığın oluyor. Yani Müslümanlıktan kaçınca rahat mı ediyorsun? Cenab-ı Allah seni nereye kaçsan manen kovalar. Her yerde ezer Allah seni. Allah’tan kurtulamazsın.
(A9 TV; 26 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Müslümanlardan kaçtığında Allah seni nimet denizinden uzaklaştırıyor; geldiğinde nimet denizine yaklaşmış olursun. Mantık olarak baktığında tabii ki sana şeytan düz olanı ters gösterir, tersi de düz gösterir. Mantıkla yaklaşılmaz, vicdanla yaklaşacaksın.
(A9 TV; 26 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Sevgi göstermek sevaptır. Sevap alırsın, Allah Katında güzellik oluşmuş olur. Çünkü Allah’ın tecellisini seviyorsun sen, Allah'ı sevmiş oluyorsun. Allah seni o zaman daha çok sever. Daha çok kalbini genişletir.
(A9 TV; 26 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Müslümanlıkta yaş farkı diye bir sorun yoktur. Akıl yaşı vardır. Akıllıysa bir insan, tamam.
(A9 TV; 26 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Küfürde ancak kendi yaşıtı olursa onunla mutlu olma inancı var; mesela bu da bir pagan inancı, put inanç. Kendi yaşıtı olacak; onun kaprisini çekecek, münasebetsizliğine katlanacak, kabalığına ses çıkarmayacak, saygısızlığına ses çıkarmayacak, egoistliğine ses çıkartmayacak. İnsanlar enayi mi, kimse yanaşmaz. O zaman da yalnız başlarına ortada kalıyorlar.
(A9 TV; 26 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Ben küfre düşüp de mutlu olan bir kişi görmedim. Derdik o zaman, “Küfre düşen mutlu oluyor ama siz Allah’a sarılın, cennette mutlu olacaksınız, onlara özenmeyin” derdik. Ama alenen cehennem hayatı yaşıyorlar.
(A9 TV; 26 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Müslümanlıkla sen huzur bulacaksın. Müslümanlık sana iç ferahlığı getirir, sana arkadaşlar dostlar sağlar, zenginlik getirir, bereket getirir, bolluk getirir. Herkesle barışık yaşayabilirsin. Küfür zehir zemberektir, ıstıraptır, acıdır. Sürünürsün küfürde.
(A9 TV; 26 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Allah’ı unutunca mutlu olacağını zannediyor bazı insanlar, öyle olmaz. Allah binbir türlü bela veriyor o zaman, haberi olmuyor. Allah devamlı içini sıkar, hiçbir şeyden zevk almaz, hiçbir şeyden keyif alamaz. Allah, ona hiç sezdirmeden süründürür. Allah’ı unutarak mutlu olma diye bir şey yoktur.
(A9 TV; 26 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Müminler aralarında pisliği barındırmazlar. Münafık pisliği sık sık yıkanır, Müslümanlardan temizlenir gider. Temizlendikçe de müminler dinçleşir, ferahlar. Banyo yapan insan nasıl oluyor? Dinçleşiyor değil mi, tertemiz, mis gibi oluyor. İşte münafığın pisliğinin gitmesinde de öyle olur.
(A9 TV; 25 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Münafık, mümin topluluğun kiridir. Nasıl mümin yıkandığında kir gidiyor, tertemiz oluyor böyle banyodan çıktığında. Sabunla yıkıyorsun kir gidiyor, sağlıklı hale geliyorsun. Sen diyorsun ki, “Niye pislik durmuyor?” Mümin temizdir, pislikle yaşamaz. Pisliği yıkar, pislik gider, münafık gider, geriye nur gibi müminler kalır.
(A9 TV; 25 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Devlet kanser hastası olan fakir ailelere ciddi şekilde para yardımı yapsın. Hastanın ilaçları ve bakımı da ücretsiz olsun. Yazık günah. Hiç kimse, “Bana ne, ben nasıl olsa hasta değilim, beni ilgilendirmez” dememeli.
(A9 TV; 24 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Sevgiyi veren Allah’tır. Bu bir mucize olarak meydana gelir. Yani tutkuyu meydana getiren Allah’tır. Tuğyan ve dalalette tutku olmuyor. Uğraşıyorlar olmuyor. Ne yaparlarsa yapsınlar olmuyor. Filmlerde onu işliyorlar, romanlarda işliyorlar ama pratik hayatta asla. Niye? Çünkü bu imanda oluşan bir mucizedir. İmanlı erkek ve imanlı kadın arasında oluşan bir güzelliktir.
(A9 TV; 24 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Sen Kuran’a uyarsan trip atmak sana çok ilkel, çok sıradan, basit, münasebetsiz bir hareket olarak gelir. Kuran’a tabi olmazsan mürşit kim olur? Şeytan olur. Sana trip de attırır, alaycı da konuşturur, münasebetsizlik yaptırır, hırçınlaştırır, kavgacılık yaptırır. Ara bozar. Sevgisizlik meydana getirir, iç enerjini yok eder.
(A9 TV; 24 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
İttihad-ı İslam’da müzik var, resim var, heykel var, sanat var. İpek de giyersin, altın da takarsın, eğlenirsin, gülersin, beş vakit namazını da kılarsın, Kuran okursun, istediğin kitaplardan da okursun, herkes hür ve özgür olur.
(A9 TV; 24 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Zannediyorlar ki Hz. Mehdi (as) çıkınca mevcut bağnazlığın on misli olacak. Öyle değil. Mevcut bağnazlığın yüz misli gidecek, normal insani bir hayat olacak.
(A9 TV; 24 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Hükümet tutucu bir hükümet değil, dışa dönük bir politika izlesin. Sanatçıları kucaklasın. Neşeli, böyle hayat dolu bir Türkiye’yi hedeflesin. Kaliteyi, güzelliği, estetiği esas alan bir politika izlenmesi lazım.
(A9 TV; 24 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Korucu kardeşlerimiz hiçbir şekilde devlete küsmesinler, buna çok dikkat etsinler. Bazen bir aksilik olduğunda devlete küsme eğiliminde oluyorlar. Olacak iş değil bu. Çünkü kendi bindiğin dalı kesiyorsun. Kendi sistemini yok etmiş oluyorsun. Devlet küsülecek bir müessese değildir. Devlet tamir edilir.
(A9 TV; 23 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Her suni mehdi hareketi, istese de istemese de Mehdiyet’e hizmet eder.
(A9 TV; 23 Eylül 2015)
Adnan Oktar
-
Yorulursan Allah’a sevgin az demektir. Yorulmazsan Allah’ı çok seviyorsun demektir. İnsan aşkla sevdiğine sevgisini göstermekten yorulmaz. Biz yayında bu konuşmalarımızla Allah’a sevgimizi gösteriyoruz. Ben de Allah’a olan aşkımı gösteriyorum. Sevgili öyledir. Eğer seviyorsan sevgilin için her şeyi yaparsın. Yapmıyorsan sevmiyorsun demektir.