Müminlerin bütün arza şamil olması lazım. Bütün dünyayı hedeflemesi lazım. Yani bütün dünyayı bir köy gibi görecek mümin. Kendi köyü gibi görecek. Çünkü Allah Müslümanlara dünyanın bütününü veriyor.
Allah bağışlanma dilenmesini seviyor. Affetmeyi seviyor. Ama hem hata yapacak, hem günaha girecek hem de özür dilemeyecek. Bunda Allah intikam alıyor. Ama özür dilerse Cenab-ı Allah Beni bağışlayan olarak bulacaksınız diyor.
(A9 TV; 2 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Cenab-ı Allah sadece dürüst samimi davranmamızı istiyor. Oyun oynandığında, samimiyetsiz davranıldığında Allah helak ediyor, rahatsızlık veriyor.
(A9 TV; 2 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Bir ilaç fabrikası ilacın üzerine nasıl kullanılacağını yazıyor. Yoksa insan o ilacı yanlış kullanır, hastalanır. Bizleri dünyayla birlikte yaratan Allah dünyayı nasıl kullanacağımızı bize hazır bilgi olarak gönderiyor. İşte bu Kutsal Kitaplar; Zebur, Tevrat, İncil, Kuran, daha önceki suhuflar.
(A9 TV; 2 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Türkiye’yi böldürmeyiz. Her ne pahasına olursa olsun kanun hukukla buna asla müsaade etmeyiz. Tahmin tahayyül edemeyecekleri şeyler olur. Bunu bilecekler. Kimseye öyle bir hainlik yaptırmayız.
(A9 TV; 2 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
İslam güzelliktir, sevgidir, nezakettir, afifliktir, kalitedir, sanattır, estetiktir. Müslüman demek dünyanın en kaliteli insanı demektir. İnsan aklının alabileceği en akılcı, en güzel hayat şekli nedir dersen İslamiyet’tir.
(A9 TV; 2 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Cenab-ı Allah nuruyla dünyayı sarsın. “Hadi” ismiyle tecelli etsin Rabbimiz, inşaAllah. Deccali kahretsin. Deccali perişan etsin. Deccaliyeti yok etsin.
(A9 TV; 1 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Allah her yerimizi nurla sarsın. Bizleri nurlandırsın. Hidayet versin. Aklımızı açsın. Şeytanın şerrinden korusun. Kötülüklerden korusun. Kalbimize güven duygusu versin. Bizi zenginleştirsin. Güçlendirsin. İslam’ı hakim etsin. Mehdi (as)’ı göstersin. Mehdisini zahir etsin. Mehdi (as)’a, İsa Mesih (as)’a bizleri talebe etsin.
(A9 TV; 1 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Cenab-ı Allah Kendisinin sevilmesini istiyor. Biz Allah’ı çok seviyoruz. O da bizleri sevsin inşaAllah. İnşaAllah Allah’ın sevdiği kullar oluruz.
(A9 TV; 1 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Yobazlar çok dilbazdır. Kandırmayı iyi bilirler. Demagojiyi iyi bilirler. Sahtekarlığı, sinsiliği, oyunculuğu iyi bilirler. Yüze gülerler; fakat çok kahpedirler. Sistemli bir şekilde plan hazırlarlar. Fakat sonunda Allah belalarını verir. Kendi oyunları kendi başlarına geçer.
(A9 TV; 31 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Yobazların en büyük derdi hasetlik, kıskançlıktır. Şu anda, ahir zamanda da büyük fitnenin nedeni Mehdi (as)’a karşı hasettir. Suni mehdilerin çıkması, suni mehdilerin kendi arasında çatışması, mehdi olmadıkları halde insanları mehdi ilan etmeye kalkmak, mehdilik iddia etmeyen insanları zorla mehdi gibi göstermeye kalkmak; bu hasedin tezahürleridir.
(A9 TV; 31 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
İsrailoğulları’na karşı nefret çok büyük uğursuzluk, bela getirir. Peygamber soyuna karşı nefret beslenmesi Allah'ın hiç hoşlanmadığı bir şeydir. Hayır, zaliminden nefret et; masumundan niye nefret ediyorsun, mümin olandan niye nefret ediyorsun? Hepsini toptan gözden çıkarıyor. Olmaz öyle şey.
(A9 TV; 31 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
İsrail soyuna gereksiz ve akılsızca bir nefret var. Halbuki o bela getirir, uğursuzluk getirir. Kuran’ın ilgili ayetlerine saldırmış oluyorsun sen. Aklını başına al. İsrailoğulları'nın hepsi kutsal değildir; ama temiz ve masum olanları, mümin olanları, muttaki olanları da sen karşına almış oluyorsun. Peygamber soyunu karşına almış oluyorsun. O zaman Allah bela verir, aklını başına al.
(A9 TV; 31 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Hasut, tehlikeli adam her anlattığını şeytani hafızasına alır, şeytani bandına alır, kullanmak üzere hafızasında saklar. Çünkü iblisle bağlantılı. Sen anlatıyorsun ama kime anlattığını biliyor musun? Bir hakikati görünse kanın iliğin çekilir. Şeytana anlatıyorsun. İblis insan suretine giriyor, ona anlatmış oluyorsun. Anlatmayacaksın. Çünkü başına bela olur. Ama dostsa, müminse anlat, çünkü sevinir o.
(A9 TV; 31 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Güzel olan şeyi anlattın mı haset ederler. Hasta adamlara söylenmez. Ancak samimi salih bir müminse söylenir. Onun içi açılır. Ama hasut, tehlikeli, münafık tıynetli adama anlatmayacaksın. Anlatmadığında ibadet olur. Ağzını tutacaksın, dilsiz olacaksın. Başka şeyler konuşacaksın.
(A9 TV; 31 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Hıristiyanlar “Allah çocuk edindi” diyorsa Kuran onu düzeltiyor. Kuran'ın düzelttiklerini yaparlarsa Hıristiyanlar tamam, doğru yoldalar. Cenab-ı Allah, “Namazlarını kılsınlar, zekatı versinler, şirk koşmasınlar, tamam” diyor. Hıristiyan da Müslüman olmuş oluyor o zaman.
(A9 TV; 31 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Hamd sevgi kelimesidir. Allah'a hamd etmek ne demek? Ya Rabbi Seni ben çok seviyorum, deliler gibi seviyorum. Sana sonsuz teşekkür ediyorum. Hamd’ın anlamı budur.
(A9 TV; 31 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Rahman ve Rahim, ikisi de sevgi ifade eden kelimelerdir. Her ikisinin de kökenlerinde sevgi vardır. Rahim; sevgiyle koruyan, sahip çıkan, hep hayrına koşan, hayırla yaratan anlamındadır.
(A9 TV; 31 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
İran-Türkiye, Kandil’i ablukaya alırsa çatışmaya da gerek yok, hepsi sapır sapır dışarı çıkacaktır. Çünkü üç aylık yiyecek stokları olmaz. İllaki gelip teslim olacaklardır. Bunu yapsın hükümet.
(A9 TV; 31 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Kandil işgal altında, adamlar orayı karakol gibi kullanıyor. Askerleri, polisleri, Müslümanları vurup şehit ediyorlar. İran’la anlaşıp, Irak hükümetiyle de anlaşıp, Kandil’e Türkiye’nin girmesi lazım. Oradaki mağaraların tamamını kanunla hukukla temizlemesi lazım. Bir kere abluka altına alsalar, üç aylık bir ablukada orada kimse kalmaz.
(A9 TV; 31 Mayıs 2015)
Adnan Oktar
-
Bağnazlar nerede güzel bir şey varsa yasaklıyor. Nerede çirkin bir şey var, zor bir şey varsa onu da tavsiye ediyorlar. Ağlamayı teşvik etmeleri inanılır gibi değil. Allah küfrün özelliği olarak söylüyor, “Onlar çok ağlayacak, siz güleceksiniz” diyor. Onlar da tersine çevirmiş. “Sakın gülmeyin, bol bol ağlayın” diyor. İnsan bünyesi bunu ne kadar kaldırabilir? Git spor yap, ye, iç, gül. İbadetlerini yap. Her yeri güzelleştir. Her yere sanat hâkim olsun.