Mehdiyet'i bir saray gibi görüyorlar, alırsın çimentoyu, alırsın demiri, süslersin, al sana bir saray diyor. Öyle bir şey yok. O saray Allah Katında. Mehdiyet Allah Katında. Kaderin akışında, bu filmin içinde olan bir şey. Metafizik gelişiyor.
Diyor ki benim Müslümanlık yönüm ayrı, sosyal hayatım ayrı. İşte burada gittin sen. Halbuki hayat bir bütün. İslam bir bütün. Hayatının bütün evrelerini, her şeyi kavrar İslam. Öyle yaparsan kendini helak edersin.
(A9 TV; 8 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Küfre bir parça hayranlık duyuyor, o onu helak ediyor, yakıp atıyor. Mesela onların internetteki üslubuna özeniyor, oradan kendini bitiriyor. Veyahut onların haram olan yaşam şekli hoşuna gidiyor. Oraya bir parça da olsa kaymak istiyor.
(A9 TV; 8 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Küfür bulaşığında da Müslümanlarda çok ızdırap oluyor. Üzerinde biraz küfür bulaşığı oluyor; başlıyor ızdırap, sıkıntı. Acayip bunalıyor, yerinde duramıyor. Kaynağını bilmiyor. Halbuki kısmen küfre kaydığından oluyor.
Kolay olan, İbrahim'in dinine uyduğunda; hanif olan bu İslam dinine, Muhammedi dine uyduğunda cennete gidiyorsun. Ama senin hurafelerle zorlaştırdığın dinde, içinden çıkılamaz hale getirdiğin dinde cehenneme gidiyorsun. Hem dünyan cehennem hem ahiretin cehennem. Niye belanı arıyorsun mübarek?
(A9 TV; 8 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Bize Allah kolaylık meydana getiriyor, kolay olanda da başarılı kılıyor. Zorluk arayanlar helak oluyorlar. Mağlup oluyor, eziliyorlar. Gelenekçi İslam'ı, Ortodoks İslam'ı arayan herkes eziliyor. Neyine gerek, Allah'ın nur gibi dinini niye değiştiriyorsun? Allah kolaylık yaratmışken niye zorluk çıkarıyorsun? Ne güzel sevinç içinde yaşa.
(A9 TV; 8 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Dini yaşamada güçlük çekiyorsan bir acayiplik yapıyorsundur. Yani Kuran’ı uygulamıyorsundur. Kuran’da güçlük yok, İslam’da güçlük yoktur. Hep kolaylıktır. İslam kolaylık dinidir.
(A9 TV; 8 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
İnsanların her elçiye bir karşı koymaları var. Allah’ın orada öfkesine mucip olan, elçinin bu kadar samimi olması, dürüst ve doğru olması. Onların da açıkça hatalı ve yanlış yolda olduklarını bilmeleri, buna rağmen elçinin dürüst, samimi ve doğru sözlü olduğunu anladıkları halde ondan şiddetle kaçınmaları. O zaman belaya olay uygun oluyor. Allah da belalarını veriyor.
(A9 TV; 6 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Allah anılmadığında o bölgede, o şehirde, o ülkede bereket kalkıyor. Ne geliyor? Açlık, ekonomik kriz. Ne geliyor? Terör. İki tehlike. Yunanistan’da Allah anılıyor mu? Anılmıyor. Diğer ülkelerde anılıyor mu? Mesela ABD’de anılmıyor. Ne oluyor? Açlık geliyor. Uçsuz bucaksız topraklar ama açlık her tarafı sarıyor. Arkasından terör. Yani korku.
(A9 TV; 6 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Allah ‘İbadet eden’ demiyor, ‘Samimi ibadet eden.’ İllaki o şartı koyuyor Allah. Sırf onlara mahsus bir nimet olarak veriliyor sevgi.
(A9 TV; 6 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Allah’ın nimetini anmak çok hayatidir. Unutursa egoistleşir, anormalleşir, kafası başka yerlere gider. Allah esirgesin. Onun için Allah anılmasını söylüyor. Anıldıkça kalpte ferahlık, güzellik olur.
(A9 TV; 6 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
İnsan hediye verdiğinde ne kadar pahalı hediye verdim diye ciğerine oturuyorsa bu sevgisizliğinden. Ama pahalı da olsa bir hediye verdiğinde karşısındakinin, kardeşinin sevineceğini, mutlu olacağını düşünüp ondan derin haz alıyorsa bu bir sevinç vesilesi, bu güzellik, Allah’ın beğeneceği bir tavır.
(A9 TV; 6 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Ayetlerin başında hep, “Rahman ve Rahim”, “Bismillahirrahmanirrahim”. Rahman ve Rahim olan yani sevgiyi çok iyi bilen, çok iyi uygulayan ve bizden de sevgiyi isteyen Allah. “Rahman” Çünkü koruyucu, kollayıcı, seven, affeden, insanların iyiliğini isteyen anlamındadır.
(A9 TV; 6 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Sevgi çok ilginç, çok müthiş bir duygu. Ne yemeğe benziyor, ne içmeye benziyor. En çok zevk alınan nimet. “Yemek mi, sevgi mi?” desen, sevgi. “Sana yat vereceğiz, sevgi mi istiyorsun?” deseler, sevgi. Yattan ne olur, ahşap koskoca bir şey. Denizin ortasında gittiğini düşün. Sevgi yoksa ne yapacaksın? Ne işine yarar? Yahut sana şato verdiler ama sevgi yok; dev bir hapishane olur o. Hiçbir işine yaramaz.
(A9 TV; 6 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Bağışlama neye yarıyor? Sevgiye yarar. Bağışlama olmadı mı öfkelenirsin, küsersin, darılırsın, bağlantıyı koparırsın. Ondan kopar, ondan kopar, ne oluyor? Tek kalıyor. Bütün dünyanın başındaki felaket bu. Bu sefer de evde kedi köpek besliyorlar. Tek dostum bu diyor. Sevgi olmazsa, Kuran'a uymazsan böyle olur.
(A9 TV; 6 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Mümin yeri gelip de şehit olduğunda, Allah’ın en sevdiği, en yüksek sevgi budur. Çünkü Allah için canını veriyor. Can aziz değil mi? “Yarabbi” diyor, “Bana canımı sevdirdin, ben canımdan çok Seni seviyorum” diyor. “Canım Senin olsun” diyor. “Ben de Seninim” diyor. Anlamı budur. Onun için Cenab-ı Allah şehitleri ayrı bir mekanda tutuyor, yani öldürmüyor. Ölümü tatmıyorlar.
(A9 TV; 6 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Allah’ın en beğendiği de, şehit olmaktır. Allah en yüksek sevgiyi onda buluyor. Ama mümin ona niyet edecek. Öyle rastgele değil. “Şehitlik istiyorum Yarabbi Sen’den” diye içten, kalpten niyet edecek.
(A9 TV; 6 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Sabrı ve çileyi kabul etmiyor, doğrudan nimet istiyor. Olmaz öyle bir şey. Ne cennete kavuşabilirsin öyle, ne Allah’ın rızasına kavuşabilirsin. Burası imtihan yeri, eğlence yeri değil ki. Cenab-ı Allah, “Eğer Biz eğlence isteseydik alasını yapardık” diyor. “Şanımıza düşeni yaparız” diyor. Cennettir eğlence yeri. Burada öyle bir şey yok.
(A9 TV; 6 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Amerika yeniden dindar olsun, böyle olmaz. Dindar olurlarsa onlara bir huzur geliyor. Dinsiz olduklarında üzerlerine müthiş bir bereketsizlik ve uğursuzluk geliyor.
(A9 TV; 6 Haziran 2015)
Adnan Oktar
-
Bir insan Allah yolunda olursa Allah ona bereket, bolluk, güzellik veriyor. Ama çilesini de kabul edeceksin. Hep nimetini değil. Olmaz. Sabrını da kabul edeceksin, çilesini de kabul edeceksin. O zaman Allah nimetini yağmur gibi yağdırır üzerine.