Mehdiyet devrinde artık güzellik ve bereket gelecek. Ama tabii bu kısa sürecek. Yani Hicri 1506'lara kadar. Ondan sonra yine bozuluyor. Şam da bozulacak, Mısır da bozulacak tekrar, her yer bozulacak.
Allah monoton bir dünya istemiyor, hareketli bir dünya istiyor. O hareketin içerisinden Mehdiyeti çıkarıyor.
(A9 TV; 26 Aralık 2013)
Adnan Oktar
-
Sözün tahrip gücü şiddetli. Söz insanları çok üzebilir. Mümkün mertebe iyi, isabetli, makbul, doğru, sevecen, coşkulu, ümitvar, heyecan verici, şevk verici ve insanları mutlu etmeyi hedefleyen güzel sözler edelim.
(A9 TV; 25 Aralık 2013)
Adnan Oktar
-
Dünya çok kısa, hepimiz gideceğiz. Hepimiz inşaAllah cennete gideriz. Kısa bir imtihan dönemindeyiz. Önemsiz şeyler için birbirimizi kırmayalım, mahcup etmeyelim, üzmeyelim, ağzımızdan çıkacak sözleri özenerek kullanalım.
(A9 TV; 25 Aralık 2013)
Adnan Oktar
-
Pozitif düşünmek, pozitif konuşmak güzel olur. Tahrik edici konuşmak bence iyi değil. Bilinçaltında insanlarda kötü duygular bırakır. Her ne kadar önemsiz gibi görseler de bilinçaltına o yerleşir.
(A9 TV; 25 Aralık 2013)
Adnan Oktar
-
Allah'ın bağışlamasını istiyorsan sen de bağışlayacaksın. İntikamcı olmayacaksın. Dünyevi cezası neyse kanunlar çerçevesinde alır. Tamam, artık o yeterli. Onun üzerine bir kine, adavete gerek yok. Tövbe eder, kardeşindir sonra.
(A9 TV; 24 Aralık 2013)
Adnan Oktar
-
Allah'ın asıl istediği barıştır. Allah kavga istemez. Kavgayı Allah imtihan vesilesi olarak meydana getirir. Kavgayı kaldıran, o fitneyi izale eden kimdir? Allah'tır. Müminleri de vesile eder, barış ortamını meydana getirir.
(A9 TV; 24 Aralık 2013)
Adnan Oktar
-
Müslüman'ı Müslüman'a düşürecek tavırlardan kaçınmak lazım. Hem haramdır hem uğursuzluktur hem bereketsizliktir. Allah böyle çirkin bir tavrı beğenmez. Hiç kimse bunu teşvik etmesin.
(A9 TV; 24 Aralık 2013)
Adnan Oktar
-
Peygamberimiz (sav) söylüyor, İslam Birliği’nin tek adresi İmam Muhammed Mehdi’dir. Başka bir adresi yoktur. Ahir zamanın alametlerine inanıyorlarsa, Resulullah (sav)’in mucizelerine inanıyorlarsa doğrusu bu.