Gülmek çok güzel bir nimettir. Çok gülen çok ağlar düşüncesi yanlış, batıl bir inançtır.
(A9 TV; 12 Ağustos 2017)
Adnan Oktar
-
Kedilere nankör demek doğru değildir. Nankörlük bilinç isteyen bir durumdur. Hayvan bilinçli değildir. İnsan ise bilinçli nankörlük yapar.
(A9 TV; 12 Ağustos 2017)
Adnan Oktar
-
Münafık ruhu çıkmış, kokuşmuş, ceseti kalmış bir mahluktur. O kokuşmuş bedeninin kıskanılacağını sanacak kadar da ahmaktır. Münafığın kokuşmuş bedeni leş gibidir. Leşin kıskanılacağını sanması münafığın en büyük ahmaklıklarından biridir.
(A9 TV; 12 Ağustos 2017)
Adnan Oktar
-
Kadını kadın yapan sanatçı ruhtur. Kadın bakışını, yürüyüşünü, sesini, duruşunu sanatçı ruhuyla güzelleştirdiğinde çok etkileyici olur.
(A9 TV; 12 Ağustos 2017)
Adnan Oktar
-
Bir insan merhametli, şefkatliyse içinde imanın deli coşkusu varsa mert olmayı seviyorsa bencillikten nefret ediyorsa benim ruh ikizimdir.
(A9 TV; 12 Ağustos 2017)
Adnan Oktar
-
Münafık kendini çok akıllı zanneder halbuki ahmakça kendi pisliğinin içine yuvarlanmıştır. Münafığın kaderi perişanlık, acı ve ızdıraptır. Hz. Musa dönemi münafığı olan Samiri de korku içinde yaşamış sürekli takip edildiğinden şüphe ederek huzursuzluk ve acı içinde ölmüştür.
(A9 TV; 12 Ağustos 2017)
Adnan Oktar
-
Münafığın yaşadığı şehre, bölgeye, saatlere göre farklı din anlayışı vardır. Münafık bazen topluluk şeklinde yaşamak ister bazen tek olmak ister. Kendi menfaatine nasıl uyuyorsa dine o şekilde yorum getirir. Münafıkta şeytani bir esneklik vardır, dini kendi kafasına göre şekillendirir.
(A9 TV; 12 Ağustos 2017)
Adnan Oktar
-
Münafıktan kurtulmak mümine sevinç vesilesidir. Mümin kirden, pislikten kurtulduğu için Allah'a hamd eder.
(A9 TV; 12 Ağustos 2017)
Adnan Oktar
-
Bazı kardeşlerimiz komünizmin sosyal adalet yönünü düşünerek sahipleniyorlar ancak komünizmde sosyal adalet baskıyla, zorla, diktatörlükle oluşturulmaya çalışılır ve aile, din, namus kavramları yoktur. Bu yönleriyle komünizm hiçbir insanın isteyeceği bir model değildir. Sosyal adalet, savaşların bitmesi, barışın hakim olması ve kardeşlik isteyen herkes Mehdiyeti savunmalıdır. Çünkü Mehdiyet tüm bunları kamil anlamda gerçekleştirir. Komünizm proletarya diktatörlüğüyle insanlara dehşeti yaşatırken Mehdiyet sevgiyle sosyal adaleti hakim kılar.
(A9 TV; 12 Ağustos 2017)
Adnan Oktar
-
İç sesi dinlemek demek vicdanını dinlemek demektir. Vicdanını dinleyen kurtuluşa kavuşur.
(A9 TV; 12 Ağustos 2017)
Adnan Oktar
-
Muhabbeti, selamlaşmayı, sosyal adaleti, sanatı, kaliteyi, sevgiyi isteyen herkesin bu talebi bir nevi duadır. Hz. Mehdi'nin çıkışı dualara icabettir.
(A9 TV; 12 Ağustos 2017)
Adnan Oktar
-
Mehdiyeti göz ardı edip Müslümanları kendince oyalamaya çalışanlar İslam aleminin yaşadığı acıların vebalini de üstleniyorlar.
(A9 TV; 12 Ağustos 2017)
Adnan Oktar
-
İngiliz derin devletini her yönden deşifre ettiğimiz için her alanda köşeye sıkıştılar, panikle çırpınıyorlar.
(A9 TV; 12 Ağustos 2017)
Adnan Oktar
-
Sonsuz kısa zamanın sonsuz uzun zamanı içine alması kaderin tarifidir. Bu, Allah'ın bir sanatıdır.
(A9 TV; 12 Ağustos 2017)
Adnan Oktar
-
Allah, deccaliyetin beynine vurulacak ilmi darbeleri fosiller olarak kayaların arasına gizlemiş. Her fosil "Beni Allah yarattı" diyor.
(A9 TV; 12 Ağustos 2017)
Adnan Oktar
-
Binlerce kişiyle konuşuyoruz, hepsi sevgi, mutluluk, kadın hakları istiyor. Bu talepleri Mehdiyet devrinde tam gerçekleşecek inşaAllah.
(A9 TV; 12 Ağustos 2017)
Adnan Oktar
-
Ben yalnızca Allah'tan korkarım. Doğru bildiğim her konuyu rahat rahat anlatırım.
(A9 TV; 12 Ağustos 2017)
Adnan Oktar
-
Şeytanın temel vasfı kibir ve inatçılıktır. Kendi enaniyetini her şeyden önemli görür. Küfür ehlinde de aynı kibir vardır. Küfür cehenneme gittiği halde pişmanlık duymaz, enaniyetini korumayı mesele olarak görür. Bu ahlaksızlığın en ileri hali münafıkta görülür.
(A9 TV; 12 Ağustos 2017)
Adnan Oktar
-
Zulümden sevgisizlikten yakınan herkes, sevgiyi savunan herkes Mehdiyet talebesidir.
(A9 TV; 12 Ağustos 2017)
Adnan Oktar
-
Kadınlara karşı üst perdeden, kendini onlardan üstün gören bir üslubu kullanmak kimseye yakışmaz. Müslüman tevazulu olur.