İngiliz derin devleti kendince çaktırmadan kenardan Türk Milletine Rumilik, Mevlevilik diye yeni bir din benimsetmeye çalışıyor. Müslümanlığı kabul etmiyorlar, Kuran’ı kabul etmiyorlar ama “Mesnevi’yi kabul ediyoruz” diyorlar.
Chatham House (Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü) İngiliz derin devletinin ana çatısını oluşturuyor. Darwinist, materyalist bir yapıya sahip. Aynı zamanda dünya Darwinist diktatörlüğünün yönetim merkezi. Bütün dünyada Darwinizm’in okutulmasını mecbur kılan sistem.
(A9 TV; 17 Ocak 2016)
Adnan Oktar
-
Beyninin içindeki bir görüntü sana nasıl talimat veriyor da seni İslam yolundan alıkoyuyor? Bu kadar mı aklın zayıf? “Çevrem -yani beynimin içindeki görüntü- bana müsaade etmedi” diyor. Sen Allah’a uysana. Beyninin içindeki görüntüye niye uyuyorsun? “Çok canlı duruyor” diyor, “Gerçekmiş gibi” diyor. Gerçekmiş gibi olması, önemli değil. O, imtihan için yaratılan bir hayal. Mutlak gerçek olan Allah’tır.
(A9 TV; 17 Ocak 2016)
Adnan Oktar
-
‘Annem bırakmadı, babam bırakmadı, malım vardı, işte arkadaş çevrem bırakmadı’. Sen Allah için mi yaşıyorsun, ailen için mi yaşıyorsun, arkadaşların için mi yaşıyorsun? Allah için yaşıyorsan kendi kararını kendin vereceksin.
(A9 TV; 17 Ocak 2016)
Adnan Oktar
-
Derin devlet elemanlarında bir Allahlık iddiası oluyor, büyüklük iddiası. Yani halktan farklı olmak. Halkın okumadığı kitapları okumak, halkın bilmediği şeyleri bilmek, halkın zekasının üstünde olmak, halktan daha akıllı olmak, halkın görüşemediği adamlarla görüşmek, halkın bilmediği planlar yapmak, halkın bilmediği sinsi olayların içerisine girmek.
(A9 TV; 17 Ocak 2016)
Adnan Oktar
-
Bir tümörün ilk hücresi Allah’tan emri alır. Sen münafıklık yapıyorsun ama hücreye ses, soluk dinletemiyorsun. O seni sarar. Allah belanı verir. Sen kendini bağımsız zannediyorsun. Zavallının tekisin.
(A9 TV; 17 Ocak 2016)
Adnan Oktar
-
Münafık Müslüman’ı her rahatsız ettiğinde cehennem onu biraz daha kendine doğru çeker. Ve dünyada da o belalar onu biraz daha sarmaya başlar.
(A9 TV; 17 Ocak 2016)
Adnan Oktar
-
Münafığın bir özelliği de Müslüman’ı rahatsız etmek istemesidir. Ne kadar zarar verebilirsem o kadar vereyim kafasında olur. Lafıyla, sözüyle rahatsız etmek ister, tedirgin etmek ister, pislik yapacağını ima eder. Küçük, ufacık bir zarar meydana getirmek bile onun için çok önemlidir. Halbuki kendince verdiği zarar Müslüman’a her seferinde sevap, ona da bela kazandırır.
(A9 TV; 17 Ocak 2016)
Adnan Oktar
-
Derin dünya devletinin, gelenekçi Ortodoks Müslümanlığı tahrik edip, böyle psikopat, saldırgan bir görünüme sokup, Müslüman’ı Müslüman’a yok ettirme planı var. Bu büyük bir tehlikedir.
(A9 TV; 17 Ocak 2016)
Adnan Oktar
-
Yerel halkları acımasızca yok etmek İngiliz derin devletinin en bilindik uygulamasıdır. Aborjinleri neredeyse tamamen yok ettiler.
(A9 TV; 17 Ocak 2016)
Adnan Oktar
-
Adam öldürtmek, kitle katliamları yapmak İngiliz derin devletinin Darwinist düşünceden aldığı sapkın bir inanç. Sosyal Darwinizm’e iman etmişler, Darwinizm’e iman etmişler. O imanlarını daha yeni kırıyoruz.
(A9 TV; 17 Ocak 2016)
Adnan Oktar
-
PKK’nın keskin nişancıları, PKK’lılar tarafından eğitilen adamlar değil. İngiliz derin devletinin yönlendirdiği Amerikalı uzmanlar var, onlar eğitiyorlar.
(A9 TV; 17 Ocak 2016)
Adnan Oktar
-
Küfürde, deccal ordusunda çok gelişmiş silahlar var. Askerimizde bu silahlar yok. Türk ordusunda müthiş bir silah üstünlüğü olması lazım.
(A9 TV; 17 Ocak 2016)
Adnan Oktar
-
Allah’a iman ediyorsan namaza kalkmamak zulüm olur. Çünkü Allah’a söz veriyorsun, ben Seni seviyorum diyorsun, nimetlerini takdir ediyorum, şükrediyorum diyorsun. Ama sana teşekkür etmek istemiyorum diyorsun. Olur mu?
(A9 TV; 16 Ocak 2016)
Adnan Oktar
-
Sabah namazına aşkla kalkacaksın. Allah seni bu kadar detay detay yaratmış, kesintisiz nimet veriyor. Sabahleyin Allah sana yemek veriyor, öğlen de sana yemek veriyor, akşam da. Sana sürekli nefes veriyor, sürekli kalbini çalıştırıyor gece gündüz. Bir an durdursa kalbini, ölürsün. Nefesini bir an kesse ölürsün. Sen bir tek bir namazı Allah’a çok görürsen bu Allah’a karşı kalleşlik olur.
(A9 TV; 16 Ocak 2016)
Adnan Oktar
-
Ülkemizin bekası için, birlik bütünlüğün sağlanması için nefret politikasının ortadan kalkması gerekiyor. Gerici ruhun kalkması gerekiyor. Çünkü gelenekçi bağnaz ruhta nefret ana politikadır. Her şeyden nefret edilir.
(A9 TV; 16 Ocak 2016)
Adnan Oktar
-
Gençler arasında muazzam bir nefret ruhu hakim. Rusya'dan, İsrail'den nefret, Yunanistan'dan nefret, İran'dan nefret, kendi aralarında nefret, başka partilere karşı nefret, başka futbol kulüplerine karşı nefret, başka şehirlere karşı nefret. Yani akıl almaz bir nefret ruhu geliştiriyorlar. Böyle toplumları yıkmak son derece kolay oluyor. Onun için önce bu nefret ruhunun ortadan kalkması gerekiyor. En acil konulardan biri bu.
(A9 TV; 16 Ocak 2016)
Adnan Oktar
-
Bir ülkeyi yıkmaya kalktılar mı önce oranın insanlarını sevgisiz, kindar, kaba, vahşi, görgüsüz, estetikten uzak, sanattan uzak, kan dökücü, etrafa nefret tohumları saçan, hiçbir ırkı hiçbir toplumu sevmeyen, vahşileşmiş insanlar haline getiriyorlar. Ondan sonra o insanları yok etmek, o toplumu yok etmek çok kolay oluyor. İlk ön aşaması bu oluyor.
(A9 TV; 16 Ocak 2016)
Adnan Oktar
-
En ala en güzel vücut bile toprağın altında paramparça olacak. Hayat çok kısa. Halihazırda Allah’ın verdiği şekle hamd ederiz, şükrederiz ama o vücuda insanın bağlanması olmaz. Dünya güzeli insan, bir açılıyor mezarı bir iskelet, kafatası, kollar kemikler. Nice pehlivanlar nice aslanlar mezarda kemikleri çürümüş yatıyorlar.
(A9 TV; 16 Ocak 2016)
Adnan Oktar
-
İngiliz derin devleti için Galata kutsaldır. Cinayet, işkence bütün melanetlerini orada işlemişlerdir. İstihbaratın da merkezidir. Galata Kulesi’ni istihbarat için kullanmışlardır.
(A9 TV; 16 Ocak 2016)
Adnan Oktar
-
Tebliğ yaparken insanların hiç muhalefet etmediklerini düşünelim; her dediğimizi kabul ediyorlar, herkes bizi destekliyor, alkışlıyor; ahirete gittik, ne olacak? Sevap milyonda bir. Ama muhalefet varsa, sen cehd ediyorsan yani gayret ediyorsan sevabı milyonlarla toplarsın. Direnmeyi Allah mümine yağmur gibi sevap yağsın diye özel yaratır. Mümine rahmet olarak Allah tarafından sunulur.