Her dönemde, peygamberlerin dönemlerinde de hep böyle tabiri caizse “muhallebi çocukları” vardı. Sokaktan korktuğu için, ailesinden korktuğu için, babasından, anasından, çıkarlarından, işini kaybetmekten, okulunu kaybetmekten korktuğu için peygamberlerin yanına yanaşmıyorlardı. Mümkün mertebe kaçarak, uzak yaşayarak, arada sırada gelerek bağlantı kuruyorlardı. O arada sırada gelmenin sebebi de ahirette haşa Allah’ı kandırabileceklerini düşünüyorlardı.
Münafık çok isabetli, güzel, faydalı konuştuğuna inanır. Yani her şeyi lafı yerli yerinde konuştuğunu zanneder. Hâlbuki dışarıdan bakan hayretler içinde kalır. Yani dengesizliğine şaşar. Ama onu göremez münafık. Mesela akılsızlığını göremez. Yani akıl dengesinin yerinde olmadığını göremez.
(A9 TV; 27 Şubat 2016)
Adnan Oktar
-
Münafığın konuşmaları sarhoş gibidir, çok dengesizdir. Ama onun deli dünyasında onu fark etmesi mümkün değildir. Şizofren bir mantığı vardır. Şizoit bünyelidir, manyak gibi konuşur, dengesizdir ama fark edemez.
(A9 TV; 27 Şubat 2016)
Adnan Oktar
-
Münafığın asıl istediği Allah olmak ve Allah’tan daha büyük olmaktır. Münafığın asıl hırsı budur. Onun için bütün Müslümanları çok akılsız görür, kendini çok akıllı görür ve çok güzel konuştuğunu zanneder.
(A9 TV; 27 Şubat 2016)
Adnan Oktar
-
Münafık Müslümanlara rahatsızlık veriyorsa, kendisinden şüphelenildiğini anlarsa onu bir süre durdurur. Ama Müslümanların dikkatlerinin dağıldığını görürse yeniden çirkefliğine başlar. Yeniden eylemlerine başlar. Yine Müslümanları rahatsız eder. Yine pislik yapar. Yine onları huzursuz edecek her şeyi yapmaya başlar.
(A9 TV; 27 Şubat 2016)
Adnan Oktar
-
Münafık fitneciyse fitnesi yakalandığında bir süre durur. Ama müslümanların dikkatinin dağıldığı bir anı bekler. Ondan sonra yeniden atağa geçer. Yani münafık şartların sakinleşmesini, ortamın sakinleşmesini bekler.
(A9 TV; 27 Şubat 2016)
Adnan Oktar
-
Münafığa küfür çok sahip çıkıyor. O da sahip çıkılacağını bildiği için oradan kendisine bir güvence payı ayırır. Ama küfür de tabii kendi menfaati için kullandıktan sonra münafığı ezer. Münafık bunun da farkındadır, yani bir gün oradan da kovulacağını, köpek gibi aşağılanacağını bilir.
(A9 TV; 27 Şubat 2016)
Adnan Oktar
-
Münafık yeni bir verem mikrobu gibidir. Münafığa sürekli antibiyotik verilmesi lazım. Yoksa bünyeyi sarmak için sürekli atak yapar. Bir türlü iyileşmeyen verem mikrobu gibidir. Yüksek dozda antibiyotikle sürekli kontrol altında tutulması lazım.
(A9 TV; 27 Şubat 2016)
Adnan Oktar
-
Münafık yakalandığını anladığında kısmen düzelme gösterir. Ama dikkat üzerinden dağıldığında münafık yeniden azmaya başlar. Müslümanlara zarar verme ve rahatsız etme eylemlerine yeniden başlar.
(A9 TV; 27 Şubat 2016)
Adnan Oktar
-
Münafığın zekası çok keskindir ama aptallığı delilik derecesindedir. Çok akılsızdır. Mesela bir şeyi alenen yapar, fark edilmediğini zanneder. Yalan söyler, fark edilmediğini zanneder. Delice bir devekuşu politikası vardır münafıkta. Kafasını kuma gömerek görülmediğini zanneder.
(A9 TV; 27 Şubat 2016)
Adnan Oktar
-
Münafıklar Allah’ın kurduğu düzenin yenileceğini düşünürler. Müslümanları zayıf görürler. Mümin İslam’ın galip geleceğine inanıyor ya, münafık da küfrün galip geleceğine inanır. Şeytan tarafının galip geleceğine inanır. Onun için hiçbir zaman için Müslümanlara, İslam’a güvenmezler.
(A9 TV; 27 Şubat 2016)
Adnan Oktar
-
Müslümanca, dürüst bir hayat münafığa çok sıkıcı ve anormal gelir. Belalı, tehlikeli bir hayat münafığın hoşuna gider. Onun için küfürde sürekli bir ahbap, dost çevresi edinmek ister münafık. Onlara hep yağcılık yapar, yalakalık yapar. Bir gün gideceği için onlara şirin görünerek el altında onları hazır tutmaya çalışır.
(A9 TV; 27 Şubat 2016)
Adnan Oktar
-
Münafık maceradan, böyle pislikten, tehlikeden, riskli işlerden çok hoşlanır, maceraperesttir. Macera onun için vazgeçilmez bir şeydir. Mesela ülkeleri dolaşır, bir yerden kaçar, bir yerde yakalanır. Münafığın bütün ömrü pislik içinde geçer.
(A9 TV; 27 Şubat 2016)
Adnan Oktar
-
Münafık temiz değil, pis yaşamak ister. Mesela her gün yıkanmayacak. Esrar içecek, pislik yapacak, ahlaksızlık yapacak. Mezbelelik yerlerde gezecek. Küfürle iç içe olacak. O kokuşmuşluğu yaşayacak. Hep kafasında bu vardır. Ve büyük olacak. Enaniyet yapacak, kibir yapacak. Dünyayı oturduğu yerden yönetecek. İt kopukla görüşüp konuşacak. Tehlikeli işler yapacak.
(A9 TV; 27 Şubat 2016)
Adnan Oktar
-
Münafığın “özgür” olma düşüncesi vardır, İslam’ın disiplini onun hoşuna gitmez. Her gün namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek münafığı sıkar. O bunlardan kurtulacağı günün özlemi içindedir.
(A9 TV; 27 Şubat 2016)
Adnan Oktar
-
Münafıklar elçiden yana olduklarını söylerler. Ama gerçekte hep küfürdeki hayatlarına hazırlık yaparlar. Akılları hep küfürdedir. Bir gün küfürde nasıl yaşayacaklarını düşünürler.
(A9 TV; 27 Şubat 2016)
Adnan Oktar
-
Münafık sürekli Müslümanların aleyhine gizliden gizliye plan yapar. Onu yapmadan rahat edemez. Bir plan yaparsa o zaman hayatı onun için bir anlam taşır.
(A9 TV; 27 Şubat 2016)
Adnan Oktar
-
Üzülme, ağlama, bağırma çağırma olmamasına tevekkül denir. Mütevekkil insan demek, olaylar karşısında sarsılmayan, üzülmeyen, ağlamayan, dağılmış bir reaksiyon göstermeyen insan demektir. Tevekkül ayetlerinin hepsi aynı zamanda yası ortadan kaldıran ayetlerdir.
(A9 TV; 26 Şubat 2016)
Adnan Oktar
-
Mümin akılla hareket eder. Üzülmesi beklenen bir şeyde tevekkül eder, Allah’a güvenir, neşe içinde olur. Tevekkül zaten bu tip olaylarda yanlış reaksiyon gösterilmemesine denir.
(A9 TV; 26 Şubat 2016)
Adnan Oktar
-
Münafığın gözüne, ruhuna, bedenine müthiş bir hakimiyeti vardır. Müslüman öyle değildir. Mesela Müslüman bir hata yaptığı ortaya çıktığında morarır, kıpkırmızı olur. Münafık akıl almaz soğukkanlıdır, beden kontrolü, sinir kontrolü, psikolojik kontrol müthiştir münafıkta, asla anlayamazsın.
(A9 TV; 26 Şubat 2016)
Adnan Oktar
-
Münafık şeytani bir zekaya sahip olur. O yüzden ona müthiş bir enaniyet gelir. Yani münafığa göre bir o vardır, bir de zavallı gördükleri, akıllarının zayıf olduğuna inandıkları.