Hannas olan insanların, vesveseci insanların vesveseye yönelik konuşmaları Müslümanların imtihanı bakımından çok makbuldür. Allah tarafından özel yaratılır.
İns şeytanların çirkin sözleri, saldırıları, tuzak hazırlıkları, kahpelikleri her türlü pislikleri sevabı son derece artıran, Allah tarafından düzenlenmiş, Allah tarafından fırsat olarak verilmiş nimetlerdir.
(A9 TV; 30 Kasım 2015)
Adnan Oktar
-
Ateistlerin varlığı, din aleyhtarı her türlü yazı, konuşma, dinle alay edilmesi, Müslüman’ın sevabını artırmak içindir. Ona rağmen Müslümanlığa devam ediyorsa bu makbul oluyor.
(A9 TV; 30 Kasım 2015)
Adnan Oktar
-
Cennette zaman müminler için sonsuz oluyor. Çünkü Allah’ın ruhunu taşıyorlar. Allah’ın ruhu sonsuza kadar ölmez. Allah nasıl ölmüyorsa, ruhu da sonsuza kadar ölmez. Allah insan için de “Ruhumdan üfürdüm” diyor.
(A9 TV; 30 Kasım 2015)
Adnan Oktar
-
Hadislere göre, felaketler o kadar şiddetlenecek ki insanlar başları derdine düşecekler. Kimsenin, menfaatini düşünecek hali olmayacak. Tahmin tahayyül edemeyeceği şekilde tırmanacak olaylar. Kurtuluş için İmam Mehdi (as)’ın zuhuru kesin. Yani ikinci bir yol yok.
(A9 TV; 29 Kasım 2015)
Adnan Oktar
-
Müslüman Müslüman’ı öldürüyor. Müslümanların başında bir lider olsa konu bitecek. İslam Birliği olsa bütün Müslümanlar kurtulacak. O gün, o saat kurtulurlar. Bir manevi lider, bir sevgi bağıyla lider, bütün terör, anarşi gruplarını durduracak. Sevgiyi, kardeşliği esas alan bir ruhu bütün İslam âlemine yayacak, herkese birbirinin velisi olduğunu gösterecek.
(A9 TV; 29 Kasım 2015)
Adnan Oktar
-
İttihad-ı İslam'a direnmek haram, Müslümanların başına bir lider seçmesi farz. Her gecikme haramın katlanarak artmasına sebep oluyor, her öldürülen insandan, her mazlumdan Müslümanlar sorumlu oluyorlar. Çünkü inatla İttihad-ı İslam'ı istemiyorlar, inatla Mehdiyet’e tavır alıyorlar. Tavır aldıkça da cinayetler, ölümler katlanarak artıyor.
(A9 TV; 29 Kasım 2015)
Adnan Oktar
-
Hayatında neler yapacağı zaten kaderinde belli, neler olacağı da belli ama adam telaş ediyor. Ve bunu Allah en iyi şekilde yapmış, olabilecek en mükemmel şekilde yapmış. Şimdi telaşın anlamı ne? Yani akılcı hiçbir yönü yok, mantığı da yok. Çünkü konu bitmiş zaten. Boş yere telaş etmiş oluyor. Cenab-ı Allah her şeyi en güzel şekilde yaratıyor.
(A9 TV; 29 Kasım 2015)
Adnan Oktar
-
Beyne durduk yere bilgi akmaz. Beynin terbiye edilmesi gerekiyor, eğitilmesi gerekiyor. Vur kafayı yat, öyle bir şey olmaz, özel olarak uğraşacak insan. Düşünme namaz gibi ibadettir.
(A9 TV; 29 Kasım 2015)
Adnan Oktar
-
O çocuğun denizde sahile vurmasının nedeni Müslümanların baş seçmemesidir, yani birleşme kararı almamalarıdır. Ama birleşme kararındaki en önemli şey baş seçilmesidir. Baş seçmeden "Birleşelim" diyor herkes, bütün devlet başkanları falan. Sen başı seç, bak adam birleşiyor mu birleşmiyor mu? "Başımız bu" dersen zaten birleşme olmuş oluyor.
(A9 TV; 29 Kasım 2015)
Adnan Oktar
-
Müslümanların bilgi eksikliğinin en galiz yansıması birleşmeyi kabul etmemeleri ve başlarına bir lider seçmemeleridir. Birleşseler o gün konu biter. Ne terör ne anarşi ne kavga olur, ne de böyle Müslüman katliamı olur. Baş seçmemelerinden kaynaklanan, her gün akıl almaz cinayetler ve acılar oluyor.
(A9 TV; 29 Kasım 2015)
Adnan Oktar
-
"Tevekkül edin." diyor Allah. Tevekkül ancak bir konsantrasyon, inanç ve kararlılıkla oluşur. Durduk yere tevekkül olmaz, "Ben Müslümanım zaten, bana tevekkül gelsin." böyle olmaz. Uğraşıp, emek verip düşünmesi lazım, o zaman Allah ona veriyor onu.
(A9 TV; 29 Kasım 2015)
Adnan Oktar
-
Allah, "Derin düşünün." diyor. Çünkü derin düşünmede Cenab-ı Allah özel bilgi sunuyor. Yani derin düşünme bir ibadet şekli. Derin düşünmeye niyet edildiğinde Allah o şahsa özel derinleşme bilgisi veriyor. Ve şahıs onun konforunu yaşıyor. Ama düşünmeden, durduk yere bilgi gelmiyor. Emek vermeden bilgi gelmiyor.
(A9 TV; 29 Kasım 2015)
Adnan Oktar
-
Terörle mücadelede caydırıcı güç önemlidir. PKK’ya karşı her poliste otomatik silah olması lazım. Bir de en az üstünde 200-300 mermi olması gerekir, en az 3-4 tane de el bombası, akıl almaz caydırıcı olur. PKK roketatarlı dolaşıyor, polis tabancayla dolaşıyor olur mu böyle şey? Polisin üstü cephanelik gibi olacak.
(A9 TV; 28 Kasım 2015)
Adnan Oktar
-
Türk İslam Birliği düşüncesini bölge kabul eder. Ama Amerika’nın bu hegemon mantığını kabul etmezler. Bir daha Osmanlı diye bir şey olmaz. Selçuklu diye bir şey olmaz. İşte Oğuzhan dönemine bir daha dönülmez. Sultan Alparslan dönemine bir daha dönülmez. Neye dönülür? İleriye dönülür. İleri nedir? Mehdiyet’tir.
(A9 TV; 27 Kasım 2015)
Adnan Oktar
-
Büyük olaylar olacak demiştim. Biz engellemek için bayağı uğraşacağız. Ama olur. Ahir zamanı anlattığımızda hikaye anlatıyoruz zannediyorlardı. Ahir zaman kapıya dayandı. Demek ki doğruymuş sözüm. Görmedim, duymadım, anlamadım yok. En görmeyen bile görmeye başladı, en duymayan bile duymaya başladı. 2019’a kadar açılmadık göz, görmeyen göz kalmayacak.
(A9 TV; 27 Kasım 2015)
Adnan Oktar
-
Osmanlı’daki derin devleti Allah idare eder. Rusya’daki, Amerika’daki derin devleti Allah idare eder. Allah’ın dediğinin dışında derin devletler milim santim hareket edemez. Nasıl elektronlar yörüngede belirli bir hızla dönüyor ve o yörüngeden hiçbir şekilde çıkamıyor, derin devletler de yörüngeden çıkamaz. Kendi kafasına göre hiçbir hareket hiçbir konuşma yapamaz.
(A9 TV; 27 Kasım 2015)
Adnan Oktar
-
Bir Kürt’e PKK’lı demek en büyük hakarettir. Kürtler benim kendi özüm, kanım, kardeşim. PKK ise dünyadaki bütün pisliklerin, bütün alçaklıkların toplandığı haysiyetsizler ordusu. Kürtlere hakaret ettirmem.
(A9 TV; 26 Kasım 2015)
Adnan Oktar
-
Çocukları kesiyorlar, askeri polisi sırtından vuruyorlar, kahpelik yapıyorlar. Amerika’dan cinsi sapıklar geliyor onlarla beraber oluyorlar. Biz bunlara buğz etmeyelim de kime buğz edelim? Takdir mi edeceğiz bu ahlaksızları? Tabii ki gereğini yapacağız.
(A9 TV; 26 Kasım 2015)
Adnan Oktar
-
Biz, “Sevgi mutluluktur, şifadır” sözüyle şeytanın beynini parçalıyoruz. Şeytanın en rahatsız olduğu, en nefret ettiği söz, sevgi sözüdür.
(A9 TV; 25 Kasım 2015)
Adnan Oktar
-
Hiçbir ülkeye, hiçbir ırka, hiçbir dine düşmanlık olmaz. Hepsini seven, sayan, koruyup-kollayan bir ruhun, bir ahlak anlayışının her yere hakim olması lazım.