Derin iman, en büyük nimet odur. Tevekkül ve derin iman. Çünkü Allah insanları birçok şeyle imtihan eder. Zaman zaman eğilip bükülenler oluyor, bu çok büyük hatadır. Allah’a hüsn-ü zan hiçbir zaman için yok edilmez. Allah hiçbir zaman tartışmaya açılmaz. Öyle bir aşkla bağlanılır ki hiçbir şekilde Allah’a olan hüsn-ü zan ve sevgi bırakılmaz. Bir an dahi olmaz.
Din genel kültürdür. Kişi dinsiz de olsa her halükarda dinleri ve ideolojileri bilmesi lazım. Müslümanlığı da bilecek, Hıristiyanlığı da bilecek, Museviliği de bilecek, komünizmi de bilsin, faşizmi de bilsin.
(A9 TV; 4 Aralık 2012)
Adnan Oktar
-
Mehdi (as)’ın zuhur etmesi, İsa Mesih (as)’ın o mübarek nefesinin hissedilmesi lazım. Mutlaka Müslümanların başına manevi bir lider, herkesin seveceği bir sevgi öğretmeninin gelmesi gerekir. Onun dışında kargaşalar da bitmez.
(A9 TV; 4 Aralık 2012)
Adnan Oktar
-
İmanı kurtarmak, bütün toplumun imanlı olmasını istemek. Özellikle gençliğin, özellikle FKÖ’nün. Birinci hedef bu olacak. Kuran ahlakının Filistin’de tam yaşanması ve bütün Müslüman ülkelerin kurtulması.
(A9 TV; 4 Aralık 2012)
Adnan Oktar
-
Filistin’de yapılması gereken; iman hakikatlerinin anlatılmasıdır, Kuran mucizelerinin anlatılmasıdır. Darwinizm, materyalizme karşı işte bu Yaratılış Atlaslarıyla gençler orada ilmi mücadele yapsalar yaygın sol düşünceye karşı hemen sonuç alınır.
(A9 TV; 4 Aralık 2012)
Adnan Oktar
-
Okulların Aile Birliği, fakir çocuklara kıyafet temin etmekle mükellef olsunlar. Hepsi de gıcır gıcır giyinsin. Yahut bir vakıf oluşturalım çocukların güzel giyinmesi için. Ama onları mahcup etmeden tabii. Devlet vakıf kursun. Vakıflar okullara yardım etsin.
(A9 TV; 4 Aralık 2012)
Adnan Oktar
-
Allah her türlü nimeti aynı anda vermiyor. Bir yandan veriyorsa bir yandan da bir eksiklik meydana getiriyor ki imtihan olsun insanlar.
(A9 TV; 4 Aralık 2012)
Adnan Oktar
-
Mesihiyetin etkisi her yerde görülüyor. Kan mümkün mertebe azaltılıyor. Ama bir zaman gelecek, kan hiç olmayacak. Savaş hiç olmayacak, silah hiç olmayacak, düşmanlıklar hiç olmayacak.
(A9 TV; 4 Aralık 2012)
Adnan Oktar
-
Mehdi (as)’ın görevi budur, sevgi öğretmenliği. Kavgayı ayırmak, dostluğu sağlamak. O kadar. Yoksa Mehdi (as) devlet işlerine karışmaz. Hükümet işlerine karışmaz. Sadece sevgi, merhamet, kardeşlik, barış, dostluk, iyilik, güzellik, Allah sevgisi, Allah korkusu; budur Mehdi (as)’ın görevi.
(A9 TV; 3 Aralık 2012)
Adnan Oktar
-
Bu kargaşa, bu zulüm, bu acı, bu sevgisizlik, bu uğursuzluk Mehdi (as) olarak bildiğimiz bir insanın insanlara sevecenliği, sevgiyi öğretmesiyle son bulacak. Gereksiz olan şu donukluk, şu ölülük adeta Mehdi (as)’ın anahtar görevi yapmasıyla bu kilit açılacak.
(A9 TV; 3 Aralık 2012)
Adnan Oktar
-
Beni çok severseniz, Ben’den korkarsanız, Kuran’a uyarsanız, samimi olursanız, sürekli aklınız, kalbiniz Ben’de olursa ve tövbe ederseniz, Allah’a hamd ederseniz, Allah’ın büyüklüğünü söylerseniz ‘Allahuekber’, tenzih ederseniz Beni diyor Cenab-ı Allah ‘SubhanAllah’, “Eksik, noksan sıfatlardan münezzehsin Yarabbi, mükemmelsin” şeklinde Beni överseniz diyor Cenab-ı Allah, Benim şanımı takdir etmeye var gücünüzle gayret ederseniz size musibet isabet etmez diyor Allah. Rahat edersiniz, diyor. Burada bir sır var.
(A9 TV; 2 Aralık 2012)
Adnan Oktar
-
Neye çok dikkat etmesi gerekiyor Müslümanların? Helale, harama dikkat etmesi, Allah’ı çok sevmesi, Allah’ı çok anması, sürekli kalbinin Allah ile beraber olması. Bu neyi getirir? Burada bir sır var. Rahat edersiniz, diyor Allah.
(A9 TV; 2 Aralık 2012)
Adnan Oktar
-
Zenginlikte hem enaniyet hem kibir hem büyüklenme oluşuyor insanların çoğunluğunda. Fakirlikte de tevazu, sevecenlik, Allah’a yakınlık, sıcaklık, az bir şeyde mutlu olma gelişiyor. Ancak cennette zenginliği kaldırabilecek ruhta oluyor insanlar.
(A9 TV; 2 Aralık 2012)
Adnan Oktar
-
Ekonomik kriz dönemlerinde insanlar hep dindar olmuş, toparlanmış, daha makul hareket eder hale gelmiştir. Onun için dünyanın her yerinde her zaman ekonomik sıkıntı vardır. Çoğu Allah’a dönsünler diye Allah bunu özel olarak böyle yapıyor.
(A9 TV; 2 Aralık 2012)
Adnan Oktar
-
Müslüman azapla pek muhatap olmaz. Küfür çok şiddetli azapla muhatap olur. Kuran’da anlatıyor Cenab-ı Allah azabın çeşitlerini. Müslüman sadece azap hakkında bilgilenir ve sadece uzaktan görür.
(A9 TV; 2 Aralık 2012)
Adnan Oktar
-
Allah, iman edip samimi amellerde bulunan kullarıyla bağlantıya geçer. Onların sözünü, talebini dinler, dualarını kabul eder. Ayette, “Ve onlara Kendi fazlından artırır” buyuruyor. Mesela; sağlık verdiyse artırıyor, sıhhat verdiyse artırıyor, mal verdiyse artırıyor, etki verdiyse artırıyor, güç verdiyse artırıyor, artırır.
(A9 TV; 2 Aralık 2012)
Adnan Oktar
-
Cenab-ı Allah tövbeyi sever. Tövbe edin, diyor. Mümine de ferahlıktır. Çünkü tövbe eden, gönlünde ferahlık bulur. Allah’a karşı sevgisi artar. Hata yaptığı için, o suçluluk duygusunda bir ferahlama olur.
(A9 TV; 2 Aralık 2012)
Adnan Oktar
-
Cenab-ı Allah İsa Mesih için,“Ehli Kitap’tan sana iman etmedik hiçbir fert kalmayacak.” diyor. Nedir bu? Masonu da iman edecek diyor, Budist olan da iman edecek, herkes sana iman edecek diyor Allah. Ama İsa Mesih nasıl davranacak? Hepsine sevgiyle davranacak, şefkatle. O dönemde de herkesi bağrına basıyordu İsa Mesih. Herkese karşı merhametliydi.
(A9 TV; 2 Aralık 2012)
Adnan Oktar
-
İslam kucaklayıcıdır. Müslümanlık fiili uygulamayla olur. Mehdiyetin ruhunda bütün ülkeleri kucaklamak vardır. Kral Mesih yani Mehdi bütün dünyaya geliyor. Kuran’daki işaret bu, Tevrat’ın açıklaması bu, Peygamberimiz (sav)’in açıklaması bu.
(A9 TV; 2 Aralık 2012)
Adnan Oktar
-
İttihad-ı İslam için en önde ve en öncelikli olarak Rusya’nın devrede olması gerekiyor. Rusya, İsrail ve Türkiye. Üç hayati nokta. Mısır’ı içine aldıklarında, Mısır, İsrail, Türkiye, Rusya muazzam bir güç oluşmuş olur. Ondan sonra peş peşe diğer ülkeler bu birlikteliğe katılırlar.
(A9 TV; 2 Aralık 2012)
Adnan Oktar
-
Bir insanın ülküsü, ideali olmazsa amaçsız hayat boş geliyor. Ülküsü, ideali olursa bir insanın, vakit yetmez zaten. Sürekli Allah’tan uzun ömür ister ki İslam’a, Kuran’a hizmet etsin. Ne kadar uzun ömürlü olursa o kadar iyi hizmet edecek çünkü.