Cihan devleti olmak maneviyata bağlılıkla olur. Yani bir mehdiyet hareketi olarak ortaya çıkarsın, sağlam delillerin vardır; hakikaten sarsıcıdır, kanaat getiricidir, Cenab-ı Allah’ın yardımı üstüne olur, bununla yaparsın.
Asya’nın özelliği kalitesizliğin hakim olmasıdır. Asya’da insanın değeri pek yoktur. Her yer için demiyorum da, insan makine gibidir. Bu korkunçluğu Türkiye’nin Avrupai, sevecen, modern, Allah aşkıyla dolu, imanlı düşüncesi ortadan kaldıracaktır. Bütün dünyaya örnek olacağız.
(A9 TV; 17 Eylül 2014)
Adnan Oktar
-
Güzel yönleri de var ama karanlığı çoktur Asya’nın, Asya’ya hakim olan güç genelde mafyadır. Bizim yerimiz Avrupa, Avrupa medeniyeti. Bağnazlıkla, tutuculukla Asya’nın karanlığıyla boğulmayalım.
(A9 TV; 17 Eylül 2014)
Adnan Oktar
-
Sevdiğin kişiyi eğer putlaştırırsan, Allah’a şirk koşarsan, ayrı müstakil bir şey zannedersen Allah senden ayırır. Ama Allah’ın tecellisi olarak görürsen Allah tecelliyi senden kaldırmaz. Putlaştırmanın cezasıdır bu.
(A9 TV; 16 Eylül 2014)
Adnan Oktar
-
Sevdiğine eğer imanla, Kuran’la yaklaşırsan, Allah aşkını esas alırsan, Yaratan’ın muhabbetiyle ona yaklaşırsan, onu Yaratan’ın tecellisi olarak görürsen, Yaratan o tecelliyi senden kaldırmaz.
(A9 TV; 16 Eylül 2014)
Adnan Oktar
-
Bir toplumu egoistlik, sevgisizlik ve çıkarcılık sardıysa kardeşlik onun için çok komik gelir. “Ne kardeşliği?” der adam. “Ben zenginim, ayrılmak istiyorum. Fakirlerden de hoşlanmıyorum” diyor adam.
(A9 TV; 16 Eylül 2014)
Adnan Oktar
-
Hiç kimsenin kavga üslubunu kullanmaması lazım. İnsanın ruhu öfkeye de yatkın sevmeye de yatkın, ağlamaya da yatkın gülmeye de yatkın. Gülmeyi tercih etmek lazım. Nefret yerine sevgiyi tercih etmek lazım.
(A9 TV; 16 Eylül 2014)
Adnan Oktar
-
İslam müthiş güzel bir sistemdir. Bir bilse gençler öğrenseler Türkiye’de Müslüman olmadık tek bir kişi kalmaz. Anlamıyorlar. Zannediyorlar ki asılacak, kesilecek, biçilecek, hürriyetleri elinden gidilecek, eğlenemeyecek, müzik, resim olmayacak. Hepsi helal. Yanlış anlatıyorlar. Öyle bir şey yok. Şirk sistemi onu yaptı. Yok öyle bir şey.