Peygamber (sav) sadece Kuran’a uymakla mükelleftir. Kuran’a ilave yapamaz, çıkarma da yapamaz.
(A9 TV; 20 Mayıs 2014)
Adnan Oktar
-
Yas, saygı duruşunun adıdır. Matem, dövünme anlamında değildir.
(A9 TV; 20 Mayıs 2014)
Adnan Oktar
-
Yobaz kaliteli olmayı beceremez, beceremediği için de kaliteyi ortadan kaldırmaya çalışır.
(A9 TV; 20 Mayıs 2014)
Adnan Oktar
-
Müşrik, Müslümana bir hayrın gelmesini istemez; Müslümanın gülmesini, eğlenmesini, güzel giyinmesini, güzel evde olmasını, tahsilli olmasını, kaliteli olmasını istemez. Kendisi gibi pisliği her yerde savunur. Herkesin pislik içinde olmasını ister. Buna müsaade etmeyeceğimiz açık. Allah müsaade etmez, kulunu da vesile eder.
(A9 TV; 20 Mayıs 2014)
Adnan Oktar
-
Sen de Kuran’a teslim ol, sen de Allah’ı sev, sen de aşkı yaşa, sen de tutkuyu yaşa Allah seni de güzelleştirir. Hasetliği, kini, nefreti, kıskançlığı yaşarsan ne oluyor? Hücre kanserleşiyor. Burnu çirkinleşiyor, ağzı çirkinleşiyor, eli çirkinleşiyor, vücudu çirkinleşiyor.
(A9 TV; 20 Mayıs 2014)
Adnan Oktar
-
Yobazlığa karşı Kuran’la mücadele edilir.
(A9 TV; 20 Mayıs 2014)
Adnan Oktar
-
Biz dindarlığı Türkiye’de yayıyoruz ama yobazlık olsun şeklinde düşünürlerse buna müsaade etmeyiz.
(A9 TV; 20 Mayıs 2014)
Adnan Oktar
-
Şefkat, merhamet, halimlik. Allah'tan istediğimiz bu değil mi? Cennette ne istiyoruz? Cenab-ı Allah'ın bizi affetmesini, bize karşı halim, şefkatli ve koruyucu olmasını istiyoruz. Biz de insanlara karşı bu şekilde olmamız gerekiyor.
(A9 TV; 19 Mayıs 2014)
Adnan Oktar
-
Yıkıcı üslup Müslüman’da olmaz. Allah, “Sözü onlara güzellikle söyle” diyor. “Sertlikle söyleme, etrafından dağılıp giderler” diyor.
(A9 TV; 19 Mayıs 2014)
Adnan Oktar
-
Eğer sözlerinin tedavi edici, düzeltici olmasını istiyorsan, Kuran halim bir üslubu esas kılmış. Yani sözü güzellikle söylemek, sözü halim olarak söylemek, şefkatle yaklaşmak Kuran'ın emri.
(A9 TV; 19 Mayıs 2014)
Adnan Oktar
-
Hz. Mehdi (as) dediğinde deccali de bileceksin, deccal dediğinde Hz. Mehdi (as)'ı da bileceksin. İkisi bir bütündür. Yani zıddıyla yaratılmıştır, gece-gündüz gibi. İyi-kötü gibi. Deccal varsa mutlaka Hz. Mehdi (as) vardır. Hz. Mehdi (as) varsa mutlaka deccal vardır.
(A9 TV; 19 Mayıs 2014)
Adnan Oktar
-
Hileli düzeni Müslüman görecek, sıkıntıya düşmeyecek. Çünkü onu yaratan da Allah. Müslüman sakin olacak.
(A9 TV; 19 Mayıs 2014)
Adnan Oktar
-
Ayetlerde bildirilen tavır nasıl; gerginliğe, öfkeye, kalbinde meydana gelecek her türlü rahatsızlığa müsaade etme, böyle bir duruma gelme. Korkma, üzülme, tedirgin olma. Psikolojik olarak sana zarar verecek hiçbir tavrın içine girme.
(A9 TV; 19 Mayıs 2014)
Adnan Oktar
-
Müslüman sabırlı olacak. Yani ani öfkeye kapılmayacak, sinirlenmeyecek.
(A9 TV; 19 Mayıs 2014)
Adnan Oktar
-
Güzel olan öğüt nasıl olur? Kırıcı olmayan, rencide etmeyen, sarsmayan, rahatsız etmeyen şekilde olur.
(A9 TV; 19 Mayıs 2014)
Adnan Oktar
-
Her şeyin bir başlangıcı vardır ve sonu vardır. Allah’ın başlangıcı ve sonu yoktur. Yaratılmışların öyle. Fakat elhamdülillah, Allah’ın ruhunu taşıdığımız için cennette başlangıcımız var, sonumuz yok.
(A9 TV; 19 Mayıs 2014)
Adnan Oktar
-
Allah’a hep hüsnü zan. Mesela nasıl insanın bir sevdiği olduğunda hüsnü zan ediyor, Allah’a mutlak hüsnü zan gerekir. Bir şey olduğunda, “Cenab-ı Allah hayırla yaratmıştır. Cenab-ı Allah doğrusunu bilir.” diyecek mümin.
(A9 TV; 18 Mayıs 2014)
Adnan Oktar
-
Cenab-ı Allah bir detay yarattığında, bir hikmet yarattığında, “Biz O’nun ilmine muttali olamayabiliriz. Ama O bizim her şeyimizi bilir. Biz O’na teslim olmuşuz” diyecek mümin.
(A9 TV; 18 Mayıs 2014)
Adnan Oktar
-
Hücre Allah’ın sanatının çok ihtişamlı tecelli ettiği bir yer. Bir insanı hücrenin içine soksan, orada bir hafta yaşasa alnı secdeden kalkmaz. Oraya girmedikleri için, o alemi görmedikleri için insanların imanları zayıf oluyor.
(A9 TV; 18 Mayıs 2014)
Adnan Oktar
-
Kromozomun içine girse insan, o sistemi görse ömür boyu alnı secdeden kalkmaz. Hücrenin içine girse kendisi protein olsa, orda bir görev yapsa bir gezse nefesi kesilir, Allah’a aşık olur. Oraya işte kalben girmek lazım, hücreye. Akılla girmek lazım.